Süleyman Demirel'in unutulmaz sözleri

YAYINLAMA:

Süleyman Demirel, hiç şüphesiz ki Türk siyasi hayatına adını altın harflerle yazdırmış bir siyasetçidir.

6 kere giden, 7 kere gelen Demirel, siyasi darbeler görmüş, çalkantılı dönemler yaşamış, bu ülkeye Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak hizmet vermiş çok değerli bir şahsiyettir.

Kendisinin çok sayıda siyasi gezisini izlemiş, Ankara’da ziyaret etmiş bir gazeteci olarak anılarımız da olmuştu. Rahmet ve minnet ile anıyorum.

Demirel, ülke için yaptığı çalışmaların yanı sıra çeşitli ortamlarda söylediği sözlerle de ünlüdür.

Demirel’e ait söylenmiş çok söz var ama bazıları derlenmiş.

Bu sözlere geçmeden önce Eskişehir için söylediği bir söz vardır.

“Ben Eskişehir’i her zaman ülkenin 20 yıl önünde görürüm”

Bu, Demirel’in Eskişehir’e verdiği önemi de göstermektedir.

 

***

İşte Demirel’in söylediği ünlü sözlerden bazıları.

Bana Türkiye’nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz "iyidir" derim. İki kelimeyle anlatın derseniz "iyi değildir" derim.

Bize plan değil, pilav lazım.

Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz.

Aslana hüviyet sorulmaz demişler. Kimlik taşımam.

Ege bir Yunan gölü değildir. Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh, Ege bir göl de değildir.

Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyetin sahibi yoktur. Yenilgi yetimdir.

İcabı olup olmadığı tartışılabilir. Ama icabı varsa feminizm fevkalade güzel bir şeydir.

Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz.

Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz.

Memlekette petrol vardı da şerbet yapıp biz mi içtik?

Yağmur yağarken "ben ıslanmam" diyemezseniz.

Devlet bazen rutinin dışına çıkabilir.

Bulut buluttur, bulutun akı da buluttur garası da, binaaneleyh, üzerine gonuşmaya değmez.

Elektriğin komünisti olur mu? Yazın biz Bulgaristan'dan elektrik alıyoruz. Kışın Bulgaristan bize elektrik veriyor.

Dün dündür, bugün bugündür.

Yollar yürümekle aşınmaz.

Kavağa balık çıkar mı? 

Tamam Kürtlere kötü davranıyoruz  da, sanki Türklere iyi mi davranıyoruz.

Camiye siyaset girerse ibadet kalmaz, mahkemeye siyaset girerse adalet kalmaz.

İktidarın değişeceğini anladığı gün trafik polisinin bile tutumu değişir.

 

***

Bülent Ecevit ile siyasi rakipti ama İsmet İnönü’ye saygısını kendi ağzından İnönü’yü şöyle anlatır.

“39 yaşında Başbakan oldum. Ana muhalefet lideri İnönü'ydü. Yeminle söylüyorum; onunla görüşmeye giderken dizlerim titrerdi. Ben alt tarafı Çoban Sülü. O ise Garp Cephesi kumandanı, Cumhuriyet'in İkinci Adamı'ydı.”

Bir de İnönü’den aldığı liderlik dersi var, o da şöyle anlatılır.

Seçimlerden yüzde 50 oy alarak başbakan olan Süleyman Demirel, meclisin ilk günü meclis binasında İsmet İnönü ile karşılaşır. İnönü kendisine, "Meclisin kaç merdiveni var Süleyman biliyor musun?" diye sorar.

Demirel cevap verir; "Bilmiyorum..." Beklemediği bir soru karşısında cevapsız kalan Demirel, bu durum karşısında içten içe bozulmuştur.

Birkaç gün sonra mecliste yeniden İnönü'nün yanına giden Demirel kulağına eğilerek; "Efendim, meclisin 220 merdiveni var!" der. 

Kime saydırdın? diye sorar İnönü.

Demirel; "Bizzat ben saydım efendim!" der ve bunun üzerine İnönü'den tarihi bir söz duyar; "Bak Süleyman, lider odur ki zor işlerle uğraşsın. Lider basit işleri kendi yapmaz. Bak mesela ben meclisin kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. Sana saydırdım..."

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *