Yalaz, basın açıklamasında, 19 Temmuz Cumartesi günü ülkenin içinden geçtiği derin ekonomik buhrana karşı Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla düzenlenen “Sefalet Ücretine Teslim Olmayacağız!” yürüyüşüne katıldıklarını belirtti. Hamamyolu Caddesi’nde gerçekleştirilen yüyüş sırasında, Güler isimli bir hanımefendi tarafından provokasyona ve saldırıya maruz kaldılarını ifade eden Yalaz, “Buna rağmen sükûnetimizi koruyarak, hiçbir şekilde bu kirli oyuna gelmeden yürüyüşümüze devam ettik. Emek ve Demokrasi Platformu çatısı altında, farklı siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerince düzenlenen yürüyüşlerin amacı oldukça açıktır; Artan yoksulluğa karşı halkın iradesini, demokrasiyi ve geçim hakkını savunmak. Elbette gerçekleştirilen bu alçak provokasyon karşısında bazı hemşehrilerimizin AKP’den bir kınama ya da sağduyu çağrısı beklemiş olması doğaldır; bu yurttaşlarımızın haklı beklentisidir. Ancak AKP Yöneticileri ve yandaşları bırakın olayı kınamayı tam tersine provokatörün gerçekleştirdiği saldırıyı aklamak için kendi aralarında yarışa girdiler. Yurttaşlarımızı tahrik edici olmak ile suçladılar, provokatörü kahraman ilan etmeye kalktılar” dedi.
Peki kimdir bu Güler hanımefendi diye soran Talat Yalaz, AKP’nin kadın kolları yöneticisi, Gürhan Albayrak’ın yol arkadaşı, yakın ekibi. O gün o saldırıyı ve provakasyonu yapan kişi Gürhan beyin ifade ettiği gibi tepki gösteren bir vatandaş değil; AKP militanı. Peki Gürhan bey ne diyor: bu tepki vatandaşlarımızın sessiz çığlığı diyor. Gürhan Albayrak sessiz çığlık mı görmek istiyorsun! Ben sana vatandaşın sessiz çığlığını göstereyim. Geçtiğimiz perşembe günü Odunpazarı’nda Perşembe pazarını gezdik. Orada vatandaşın sessiz değil haykırırcasına çığlığını gördük. Durumum iyi diyen bir tane vatandaş yok. Bir teyzemiz ‘geçinemiyorum yavan ekmek soğan yiyip oturuyorum” diyor. İşte çığlık budur. Muhatabı da sensin. Elli kere gel birlikte pazar gezelim dedim cesaret edip gelemiyorsun” diye konuştu.
Yalaz, açıklamasında şunları ifade etti.
“Bunlarda yetmezmiş gibi kendilerini gösterip üstlerinden aferin alabilmek için, kendilerini eşkıya zannederek, hadsizce “sokağa çıkarsak kaçacak delik ararsınız” deme gafletinde bulunan bir yöneticileri var. Cumhuriyet Halk Partilileri tehdit ediyor. Biz bu partiyi öyle ABD kulisleriyle dış güçlerle dirsek temasıyla falan kurmadık. Biz bu partiyi yedi düvel ülkemizi işgal etmişken, hainler ülkeyi teslim etmek isterken savaş çadırlarında, Kuvayi Milliye ruhuyla kurduk. Bugüne kadar hangi Cumhuriyet Halk Partiliyi geri adım attırabildiniz. Ölmek var dönmek yok. Sonuna kadar bedeli ne olursa olsun mücadele edeceğiz. Bunu diyen şahıs bir de hakaretten yargılama geçiriyor. Tepebaşı meclis üyelerine sürü diyor. Şikayet edildi. Şimdi de kıvırıyor. İnsan topluluğu demek istedim diyor. Sokağa çıkıp bizi kaçıracakmış ya. Hakaret yargılamasından korkuyor. Kıvırıyor. Bende yargılanıyorum. Bir adım geri attım mı? Lafla olmuyor bu işler. Neden saldırganlaştıklarını, tehditler savurduklarını bilmiyor muyuz? Elbette biliyoruz. Bu tehdit dili, siyasi çaresizliklerinin dışavurumudur. Çünkü biliyorlar: yüzde 29’la meşruiyetlerini yitirmiş durumdalar. Siyasi zikzaklar çizerek, her gün bir oraya bir buraya acaba diyerek dönüp duruyorlar. Ne yaparsanız yapın bu halk sizi ilk seçimde postalayacak! Bu baskı düzenine karşı bir milim dahi geri adım atmayacağız. And olsun ki halkın iktidarını kuracağız!
KONGRELER SÜRECİ BAŞLADI
Talat Yalaz, CHP’nin kongreler süreci ile ilgili de şunları söyledi.
“Öte yandan geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyurduğumuz üzere partimizin kongre süreci başlamış bulunuyor. Partimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Cumhuriyet Halk Partisi için kongreler yalnızca birer seçim değil, aynı zamanda birer demokrasi şölenidir. Partililerimizin sözünü özgürce söylediği, örgüt kültürümüzün pekiştiği, dayanışmanın ve kardeşliğin büyüdüğü süreçlerdir. Bu itibarla aday olacak tüm arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum. Ancak bizler bu dönemi sadece parti içi gündemle sınırlı yaşamayacağız. Bu topraklarda milyonlar yoksullukla, işsizlikle, adaletsizlikle baş etmeye çalışırken, bizlerin içine kapanmaya hakkı yok. Bir yandan örgütlenme çalışmalarımızı büyük bir özen ve kararlılıkla sürdürürken, diğer yandan sokakta halkımızla yan yana olmayı, dertlerine omuz vermeyi, ülkenin yakıcı gündemine karşı sorumluluk almayı sürdüreceğiz.
Bir yandan kongrelerimizi hazırlarken, bir yandan da erken seçim için gece gündüz demeden çalışacağız. 24 Eylül 2023 tarihinde göreve geldiğimiz günden bu yana bir an bile durmadık, yorulmadık. Her günümüzü halkın iktidarını kurmaya adadık. Cumhuriyetin yüzüncü yılında halkın iradesini yeniden hâkim kılmak için elimizi taşın altına koyduk. Ve 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde emeğimizin karşılığını aldık. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkedeki sessiz milyonların umudu, yoksulun, emekçinin, işsizin sesi; baskı rejimine karşı haykıranların vicdanıdır. Ve biz, bu umudu büyütmeye; bu sesi iktidara taşımaya kararlıyız.”