Tepebaşı Belediyesi ve Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği iş birliğinde gerçekleştirilen panel Tepebaşı Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Panele İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Sağlık Kentler Birliği Başkanı Dr. Cemil Tugay, Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Çankırı Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen, Yalova Belediye Başkanı Mehmet Gürel, İstanbul Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır, Bursa İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, Bilecik Pazaryeri Belediye Başkanı Zekiye Tekin, Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum, CHP İl Başkanı Talat Yalaz, Tepebaşı Belediyesi başkan yardımcıları ve meclis üyeleri katıldı. Katılımcıları salonda Tepebaşı Belediyesi’nin Türkiye’ye örnek projelerinden olan İki Elin Sesi Var Çocuk ve Gençlik Senfoni Orkestraları ve Koroları karşılarken başkanlar Tepebaşı Belediyesi Kadın Üretici Ürün Satış Noktası’nda satış yapan kadınların, Temmuz ayında tezgahlarında yer alan ürünlerin bulunduğu standı da inceledi.
Panel, Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Turgay ile Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ayşe Ünlüce’nin açılış konuşmaları ile başladı.
BAŞKAN ATAÇ: MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’ne üyelik sürecini anlatan Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, “Cemil Turgay Başkanım Sağlıklı Kentler Birlik Başkanına seçildikten sonra çok önemli kararlar alındı. Bunlardan biri de bugün gerçekleştirdiğimiz Gıda Güvenliği Paneli. İklim kanunu, maden kanunu, mera kanunu gölgesinde gıda güvenliği ne kadar olabilir? Ne kadar sağlanabilir? İlk bakışta yalnızca karnımızı doyurmakla sınırlı iş ve görevmiş gibi görünen gıda meselesi, derinden bakıldığında iklim değişikliği, toprak vasfı, tüketici alışkanlıkları, kentlerin örgütlenmesi, göç, sanayileşme en nihayetinde demokrasi ve adalet gibi birçok konuya uzanan, birbirine bağlanan kapsamlı bir süreci ifade etmektedir. Gezegene zarar vermeden, onarıcı tarım yöntemlerine, kültürüne, üretime, sağlıklı beslenme hakkında gıda egemenliğine sahip çıkanlar bugün dünyanın birçok yerinde bir araya geliyorlar, tartışıyorlar ve örgütleniyorlar. Unutmayın gıdayı yöneten toplumu da yönetir. Meclisten geçen iklim kanunu sosyo-ekonomik açıdan da pek çok olumsuz etkisi olacak. Tarım sektöründe gıda egemenliğinde halk zayıflatma riski taşımaktadır. İklim krizinin olumsuz etkilerine somut atılması gereken adımlar belirlenmeli, çiftçilerimiz yalnız bırakılmamalıdır. İklim kanunun da korunarak artırılması hedeflenen ormanlar madenciliğe açılıyor. Eskişehir’de de yaşıyoruz. Bozdağ’da başlayacak olan altın madenleriyle ilgili Eskişehir’de büyük tepkiler var. Ama bu son çıkan katliam yasasıyla hepsinin yolu açıldı. Mücadelemiz devam edecek. Tepebaşı Belediyesi 2009 yılından beri yenilenebilir temiz enerji konusunda çok önemli işler yaptı. Bugün bu konuda söz sahibi olan bir belediyedir. Bugün burada arkadaşlarım adına iftihar ediyorum.” dedi.
FERDİ ZEYREK’İN ADI TEPEBAŞI’NDA ANILACAK
Başkan Ataç konuşmasında geçirdiği elim kaza sonucu hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i de anarak, “Sevgili dostlar ayrıca bugün Ferdi Başkan’ı anmadan geçemeyeceğim. İnsanların erken kaybedilmesi, olmadık bir şekilde kaybedilmesi daha üzücü oluyor. Tepebaşı Belediyesi olarak Eskişehir’de bir tesisimize onun adını verelim diye Meclis kararı aldık. Bugün dört tane çok önemsediğimiz projenin yaşadığı bir tesise Ferdi Zeyrek adını verdik. Bundan sonra onun adı ile anılacak. Projelerimizden birincisi Tepebaşı Belediyesi İki Elin Sesi Var Çocuk ve Gençlik Orkestraları ve Koroları’nın çalışma merkezi, ikincisi Dil ve Konuşma Terapisi Merkezimiz aynı zamanda çocuklar için Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği ve 2001 yılından beri büyük emekle yaptığımız belde evlerinden Yeşiltepe Belde Evi orada bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
ÜNLÜCE: GIDA GÜVENLİĞİNİ EŞİT ŞEKİLDE ERİŞİLEBİLİR HALE GETİRMELİYİZ
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ayşe Ünlüce, “2000’li yılların başlarında henüz belediyecilikle ilgim yokken, yeni avukatlık yapmaya başlamış ve biraz da sivil toplum gönüllüsüyken duydum ki Tepebaşı Belediyesi, Sağlıklı Kentler Birliği’ne girmiş. Bu, şehirde gerçekten büyük bir heyecan uyandırmıştı. Sivil toplum oluşumlarında çalışan biri olarak bizim de elimiz hep Tepebaşı Belediyesi’ndeydi; birlikte çalışmalar yapıyorduk. Bugün eğer ‘Hayat Tepebaşı’nda güzel’ diyorsak, işte bunda Sağlıklı Kentler Birliği’nin çok büyük payı var. Bu nedenle, birliğin hem şehrimize hem de Türkiye’ye kattığı tüm değerler için huzurlarınızda teşekkür ediyorum.” dedi.
BAŞKAN TUGAY: ESKİŞEHİR HERKESE İLHAM VERMİŞ VE ÖRNEK OLAN BİR ŞEHİR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Sağlık Kentler Birliği Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bir ülkede yerel yönetimin, bu şehrin değişimini nasıl sağlayacağına dair Türkiye tarihindeki en güçlü örneği olan Eskişehir’deyiz. Büyükşehir Belediyesi ile Tepebaşı Belediyesi ile Odunpazarı Belediyesi ile diğer ilçeleriyle gerçekten uzun yıllardır bir vizyonla çok önemli bir değişimi gerçekleştirmiş, herkese ilham vermiş ve çalışmalarıyla herkese örnek olan bir şehir. Bu şehirde bizi konuk eden Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet Ataç’a ve burada olan Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve Odunpazarı Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“İŞ BİRLİKLERİNE HAZIR OLMALIYIZ”
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin kapsamlı bir faaliyet alanına sahip olduğunu kaydeden Tugay, “Bizim çok kapsamlı bir faaliyet alanımız var. Hedefimizi geniş tutuyoruz. Öncelikle doğru belirlemeye çalışıyoruz. Belediye birlikleri politika oluşturmak için değil, dayanışma için kuruluyorlar. Belediye birliklerimizin çoğunda bir dayanışma ortamı oluşturulmaya çalışılıyor. Ama en ilişkili olduğu konular hem de bugün yaşanan sorunlar nedeniyle Sağlıklı Kentler Birliği’nin Türkiye’de politika oluşturmada da sorumlu olması gereken bir birlik olduğunu düşünüyorum. İklim Kanunu ile ilgili muhatap olunması gereken birliklerden biriyiz. Bu birliğin önemli bir birikimi var. Kendini geliştiren bir yapısı var. Ama ne olursa olsun hepimizin görevi sorun çözmek. Sorunları çözmek için bir araya geldik. Bu sorunları çözmek için bütün iş birliklerine açık olmalıyız, diyalog kapılarını açık tutmalıyız. Çünkü bahsettiğimiz şey dünyanın geleceği, insanların toplumların sağlığı.” dedi.
“DAHA ÇOK DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN DÖNEMDEYİZ”
Başkan Tugay, “Türkiye’de de nüfus büyük oranda değişiyor. Bugün bizim nüfusumuzun yüzde 7’si köylerde yaşıyor. Benzer oranlar bütün dünyanın gelişmiş ülkelerinde de var. Madem şehirlerde toplandık buralarda sağlıklı yaşam ortamları oluşturmak zorundayız. Bugün dünyanın 1 numaralı krizi iklim krizi. Yakın zamana kadar iklim krizi yalan diyen çok insan duydum. Ama son birkaç yıldır anormal sıcaklıklar, kuraklık, ekosistemin değiştiğine dair birçok belirtiler var. Türkiye’nin şu an çok ciddi bir su yoksunluğu var. Bir dahaki toplantımızı da su yönetimi konusunda yapacağız. İklim krizi ile bağlantılı ama yanlış tarım politikaları ile doğrudan ilişkili gıda konusu var. Gıdanın pek çok aşamasında sorun yaşıyoruz. Gittikçe artan bir gıda yoksunluğu, gıdaya erişimle ilgili sorunları ve gıda enflasyonunu hepimiz yaşıyoruz. Ama dünyanın bazı bölgeleri bizden daha önce başladı. Önümüzdeki yıllara baktığımız zaman Türkiye’nin tamamı özellikle tarımla gıda ile uğraşan hiç kimse iyi görmüyor. O nedenle suyu, gıdayı, enerjiyi, toprağın yapısını korumaya daha çok dikkat etmemiz gereken dönemdeyiz” diyerek bir sunum gerçekleştirdi.
PANEL İKİ OTURUM ŞEKLİNDE GERÇEKLEŞTİ
İki oturum şeklinde düzenlenen panelin “Gıda Güvenliği” oturumunun moderatörlüğünü Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Sezerel yaptı. Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırma Vakfı (BAYETAV) Genel Sekreteri Dr. Bülent Şık ise konuşmacı olarak yer aldı. Panelin ilk oturumunda gıda güvenliği çerçevesinde küresel gıda israfından, sera gazı emisyonu etkisinden, dünya çapında tarım arazilerinin boş yere işgal edilmesinden, gıda ulaşımda yaşanan sorunlardan, sürdürülebilir ve çevreci gıda sistemlerinden, yerel üretim ve tüketim döngülerinin güçlendirilmesinden gıda hakkının kurumsal politikalara entegrasyonundan bahsedildi.
İYİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ ANLATILDI
Ardından moderatörlüğünü Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü SKB Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. R. Funda Barbaros’un yaptığı “İyi Uygulama Örnekleri” oturumuna geçildi. Bu oturumda Tepebaşı Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürü Burcu Akçay, Tepebaşı Belediyesi’nin hayata geçirdiği Kadın Üretici Ürün Satış Noktası projesinden, üreticiye destek amaçlı gerçekleştirilen çilek hibesinden, BEBKA destekli kurulan Tarımsal Üretimde Tahmin ve Erken Uyarı sistemlerinden, Sakintepe Soğuk Hava Deposu’ndan, Kızılinler Balkabağı Festivali gibi örnek projeleri anlattı.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi İştirak Şirketleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serap Güler ise Küllüoba Höyüğü’nde kazı çalışmaları sırasında gün yüzüne çıkarılan ve yaklaşık 5000 yıl öncesine ait tarihi ekmek, olan Küllüoba Ekmeğinin ar-ge çalışmalarından ve üretim süreçlerinden bahsetti.
İZTARIM A.Ş Genel Müdürü Öztürk Kurt, İzmir’de üreticilerin ürünlerinin değerlendirildiği İzmar’ın çalışmalarından söz etti.
ETİ Gıda A.Ş Kıdemli Kalite Güvence Müdürü Ahmet Koç, ETİ markasının kuruluşundan, vizyon ve misyonunu anlatırken Gıda Kurtarma Derneği Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Devrim Barçak Potok ise dernek faaliyetlerinden söz etti. Potok, küresel sera gazlarının yüzde 11’inin üretilen ancak tüketilmeyen gıdalardan kaynaklandığını 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiğini vurguladı.