Konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıyan Arslan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle kapsamlı bir soru önergesi verdi. Rektörlüğün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaya da değinen Arslan, “Kamuoyunu yatıştırmaya dönük, meseleyi basite indirgeyen bu açıklama, gerçeği yansıtmıyor. ‘Hiçbir bölüm kapanmadı’ demek, diplomada yazan fakülte adını, akademik kimliği, öğrencinin ve mezunun haklarını yok saymaktır. Bu bir dönüşüm değil, açık biçimde bir dağıtım ve dağıtılmadır” dedi. Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, yaptığı açıklamada açıköğretimin adının gizlendiğini ve bu ‘düzensizliğe’ son verildiğini öne sürerken, Arslan şunları kaydetti. “Anadolu Üniversitesi’nin 1958’e dayanan bir akademik geçmişi, örgün ve yaygın öğretimde Türkiye’ye ve dünyaya katkısı vardır. Bu fakülteler sadece açıköğretim sistemiyle değil, yıllarca örgün eğitimle de öğrenci yetiştirmiş, bilim üretmiş, ülkenin dört bir yanına nitelikli insan kaynağı sağlamıştır. Şimdi bu kurumsal yapılar bir gecede ortadan kaldırılıyor, adına da ‘düzen’ deniyor. Kabul edilemez.”
“SADECE ANADOLU ÜNİVERSİTESİ’NDE KAPATILDI DİĞERLERİ YERİNDE DURUYOR”
Arslan, Türkiye’de onlarca üniversitede benzer fakültelerin faaliyet göstermeye devam ettiğine dikkat çekerek, “Bu fakültelerin kapatılması pedagojik ya da bilimsel bir karara dayanmıyorsa, bu kararın ardında başka saikler var demektir” ifadelerini kullandı.
Arslan, TBMM’ye sunduğu soru önergesinde şu konuları gündeme taşıdı.
Kararın gerekçesi nedir, bilimsel bir rapora mı dayanmaktadır?
Öğrencilerin kazanılmış hakları nasıl korunacaktır?
Mezunlara verilen “Açıköğretim Fakültesi” diplomaları yasal mıdır?
Akademik ve idari personelin durumu ne olacaktır?
Üniversite bileşenlerinin görüşü alınmış mıdır?
Anadolu Üniversitesi’nin kurumsal kimliği, bölgesel kalkınmadaki rolü bu karardan nasıl etkilenecektir?
“BU KARAR ESKİŞEHİR’İN HAFIZASINA MÜDAHALEDİR!”
Kararın sadece akademik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir yıkım olduğunu vurgulayan Arslan, şunları kaydetti: “Bu düzenleme, Eskişehir’in toplumsal belleğinde yer etmiş değerlerin, üniversitenin kurumsal hafızasının ve kamusal kimliğinin ortadan kaldırılması anlamına gelir. Üniversite yalnızca bir bina, bir tabela değil; bir kentle bütünleşmiş, toplumsal rol üstlenmiş bir yapıdır. Bu müdahaleyi reddediyoruz.”
Milletvekili Arslan, kararın geri alınması ve sürecin şeffaf, katılımcı, akademik ilkelere uygun biçimde yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulundu.